.

Heykellerin arasında Yörük defilesi

Genel 21.05.2019 - 10:00, Güncelleme: 14.10.2020 - 14:13 2827+ kez okundu.
 

Heykellerin arasında Yörük defilesi

Mersin’de Müzeler Haftası etkinlikleri kapsamında, Olgunlaşma Enstitüsü tarafından ’Sarıkeçili Yörükler’ defilesi düzenlendi. ’Kültürel merkezler olarak müzeler, geleneğin geleceği’ temasıyla düzenlenen defile, ilgi gördü.Mersin Arkeoloji Müzesi’nde düzenlenen etkinliklerin ana teması Anadolu’daki bin yıllık konargöçer yaşam tarzını sürdüren ’Sarıkeçili Yörükler’ olarak belirlendi. Etkinlikte Mersin Arkeoloji Müzesi arkeologlarından Funda Yüksel Özer ’Keşfin kıyısında küstüllü kurtarma kazısı’, Mersin Üniversitesi (MEÜ) öğretim üyelerinden Rukiye Gök ’Sarıkeçili göçerlerin yaşamları ve dokumaları’, MEÜ Yörük Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Döndü Can ’Göçerlerde kadın giysileri’ konularında konuşmalar yaptı.Etkinliğin açılışında konuşan Mersin Arkeoloji Müzesi Müdürü Songül Ceylan Bala, Müzeler Günü dolayısıyla bir hafta boyunca etkinlik yaptıklarını söyledi. Bu haftanın dışında yıl içinde her ay değişik etkinlikler düzenleyerek müzeyi etkin kılmaya çalıştıklarını kaydeden Ceylan, "Müzeler nesneler için değil öncelikle insanlar için vardır. Toplumun kalkınmasına, eğitime, ruh sağlığına, gelişimine ve çevresini korumaya katkıda bulunurlar. Müzeler değişimin öncüsüdür. Bizler Mersin Müzesi olarak koruyan, yaşatan, farklılıklara saygı gösteren, demokrasi bilinci edinmiş, paylaşımcı, sağduyulu çözümler üretebilen bir yeriz. Eğitim veren kentliler ile birlikte müzeler yaşamları değiştirebilir sloganıyla hareket ediyoruz" dedi.Mersin Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Şükriye Yılmaz ise müzelerin görevlerinden birinin kültürel varlıkları koruma, diğerinin ise eğitim olduğunu söyledi. Mersin Arkeoloji Müzesi’nin bunu birkaç adım daha ileriye taşıdığını vurgulayan Yılmaz, "Burası bir kültür ve sanat yuvası haline gelmiştir. Olgunlaşma Enstitüsü olarak yaptığımız her türlü faaliyette yanımızda olan ve desteklerini bizlerden eksiltmeyen müze yöneticilerimize teşekkür ediyoruz. Olgunlaşma Enstitüsü olarak temel misyonumuz geleneksel Türk giyim ve el sanatlarını yerinde araştırmak, geliştirmek ve günümüz teknolojisiyle birleştirerek çağdaş tasarımlar haline getirmektir. Yine her yıl okulumuzun teması öğretmenler kurulumuzca belirlenir ve bunun üzerinden tüm atölyelerimiz belirlenen tema doğrultusunda üretim faaliyetlerini gerçekleştirir. Bugün burada sunumunu yapacağımız Sarıkeçililerin yaşamları ve kültürü isimli temamız doğrultusunda hazırlanan ürünlerimiz 2 yılda ekip arkadaşlarım tarafından ilmek ilmek büyük bir titizlikle çalışılmış olup, sizlerin beğenisine sunulmuştur. Bu araştırmalarımızı ve sanat eserlerimizi sizlere sunmaktan büyük onur ve gurur duyuyorum" diye konuştu.MEÜ’de öğretim görevlisi Rukiye Gök de yaklaşık 5 yıldır Sarıkeçili Yörükleri araştırdığını söyledi. Sarıkeçili Yörüklerin Orta Asya’dan bu yana geleneklerini, örf ve adetlerini sürdüren son konar göçerler olduğunu kaydeden Gök, "Bunlar Silifke Yeşilovacık, Gülnar Büyükeceli ve Aydıncık sahil kesiminde kış aylarını geçirmektedirler. Yaklaşık 5 ay boyunca bu bölgede kıl çadırlarda yaşıyorlar. Araştırmanın ilk dönemlerinde bu dönemde kıl çadırlarda insanların yaşadığını görünce çok şaşırmıştım. Gerçekten yaz, kış denemeden çekirdek aileleriyle birlikte kıl çadırlarda yaşamlarını sürdürüyorlar. Yaşam onlar için çok zor, özellikle kadınları ve çocukları için. Sürekli göçer oldukları için çocukları eğitim konusunda baya bir sıkıntı yaşıyorlar. Sarıkeçili Yörüklerde dokuma çok önemli. Sarıkeçili Yörüklerde göç 13 Nisan gibi başlıyor ve bu ay boyunca her gün farklı bir yerde konaklama yaparak yola devam ediyorlar. Bu göç yaklaşık 1,5 ay sürüyor" şeklinde konuştu.MEÜ Yörük Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Döndü Can da kıyafetlerin insanların hayatında çok önemli yeri olduğunu dile getirdi. Kıyafetlerin insanların birçok şeyini belirlediğine de dikkat çeken Can, "Elbiselerin birçok teması vardır. Yaklaşık 15 yıldır Anadolu’daki birçok konargöçerler ile göçlere katılıyorum. En çok gıpta ettiğim şey göç sırasında herkesin yeni kıyafet giymesidir. Yeni kıyafetler dikilir ve her şey yenidir. Bir kıyafetin arkasında çok gizli şeyler vardır. Konargöçer Yörüklerde en önemli şey kadınların çok renkli giyinmeleridir. Süslenmek kadına özgü gibi algılanıyor ama doğa nasıl yeşillenirse, nasıl renklere sahipse göçerlerdeki kadın giysilerinin de doğadaki yansımaları söz konusudur" ifadelerini kullandı.Konuşmaların ardından ’Bir masal da sen yaz Mersin’ adlı masal yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Ardından Mersin Olgunlaşma Enstitüsü tarafından hazırlanan ’Sarıkeçili Yörükler’ defilesi yapıldı. Birbirinden güzel ve renkli Yörük kıyafetleri büyük beğeni toplarken, izleyicilerden tam not aldı.
Mersin’de Müzeler Haftası etkinlikleri kapsamında, Olgunlaşma Enstitüsü tarafından ’Sarıkeçili Yörükler’ defilesi düzenlendi. ’Kültürel merkezler olarak müzeler, geleneğin geleceği’ temasıyla düzenlenen defile, ilgi gördü.
Mersin Arkeoloji Müzesi’nde düzenlenen etkinliklerin ana teması Anadolu’daki bin yıllık konargöçer yaşam tarzını sürdüren ’Sarıkeçili Yörükler’ olarak belirlendi. Etkinlikte Mersin Arkeoloji Müzesi arkeologlarından Funda Yüksel Özer ’Keşfin kıyısında küstüllü kurtarma kazısı’, Mersin Üniversitesi (MEÜ) öğretim üyelerinden Rukiye Gök ’Sarıkeçili göçerlerin yaşamları ve dokumaları’, MEÜ Yörük Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Döndü Can ’Göçerlerde kadın giysileri’ konularında konuşmalar yaptı.
Etkinliğin açılışında konuşan Mersin Arkeoloji Müzesi Müdürü Songül Ceylan Bala, Müzeler Günü dolayısıyla bir hafta boyunca etkinlik yaptıklarını söyledi. Bu haftanın dışında yıl içinde her ay değişik etkinlikler düzenleyerek müzeyi etkin kılmaya çalıştıklarını kaydeden Ceylan, "Müzeler nesneler için değil öncelikle insanlar için vardır. Toplumun kalkınmasına, eğitime, ruh sağlığına, gelişimine ve çevresini korumaya katkıda bulunurlar. Müzeler değişimin öncüsüdür. Bizler Mersin Müzesi olarak koruyan, yaşatan, farklılıklara saygı gösteren, demokrasi bilinci edinmiş, paylaşımcı, sağduyulu çözümler üretebilen bir yeriz. Eğitim veren kentliler ile birlikte müzeler yaşamları değiştirebilir sloganıyla hareket ediyoruz" dedi.
Mersin Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Şükriye Yılmaz ise müzelerin görevlerinden birinin kültürel varlıkları koruma, diğerinin ise eğitim olduğunu söyledi. Mersin Arkeoloji Müzesi’nin bunu birkaç adım daha ileriye taşıdığını vurgulayan Yılmaz, "Burası bir kültür ve sanat yuvası haline gelmiştir. Olgunlaşma Enstitüsü olarak yaptığımız her türlü faaliyette yanımızda olan ve desteklerini bizlerden eksiltmeyen müze yöneticilerimize teşekkür ediyoruz. Olgunlaşma Enstitüsü olarak temel misyonumuz geleneksel Türk giyim ve el sanatlarını yerinde araştırmak, geliştirmek ve günümüz teknolojisiyle birleştirerek çağdaş tasarımlar haline getirmektir. Yine her yıl okulumuzun teması öğretmenler kurulumuzca belirlenir ve bunun üzerinden tüm atölyelerimiz belirlenen tema doğrultusunda üretim faaliyetlerini gerçekleştirir. Bugün burada sunumunu yapacağımız Sarıkeçililerin yaşamları ve kültürü isimli temamız doğrultusunda hazırlanan ürünlerimiz 2 yılda ekip arkadaşlarım tarafından ilmek ilmek büyük bir titizlikle çalışılmış olup, sizlerin beğenisine sunulmuştur. Bu araştırmalarımızı ve sanat eserlerimizi sizlere sunmaktan büyük onur ve gurur duyuyorum" diye konuştu.
MEÜ’de öğretim görevlisi Rukiye Gök de yaklaşık 5 yıldır Sarıkeçili Yörükleri araştırdığını söyledi. Sarıkeçili Yörüklerin Orta Asya’dan bu yana geleneklerini, örf ve adetlerini sürdüren son konar göçerler olduğunu kaydeden Gök, "Bunlar Silifke Yeşilovacık, Gülnar Büyükeceli ve Aydıncık sahil kesiminde kış aylarını geçirmektedirler. Yaklaşık 5 ay boyunca bu bölgede kıl çadırlarda yaşıyorlar. Araştırmanın ilk dönemlerinde bu dönemde kıl çadırlarda insanların yaşadığını görünce çok şaşırmıştım. Gerçekten yaz, kış denemeden çekirdek aileleriyle birlikte kıl çadırlarda yaşamlarını sürdürüyorlar. Yaşam onlar için çok zor, özellikle kadınları ve çocukları için. Sürekli göçer oldukları için çocukları eğitim konusunda baya bir sıkıntı yaşıyorlar. Sarıkeçili Yörüklerde dokuma çok önemli. Sarıkeçili Yörüklerde göç 13 Nisan gibi başlıyor ve bu ay boyunca her gün farklı bir yerde konaklama yaparak yola devam ediyorlar. Bu göç yaklaşık 1,5 ay sürüyor" şeklinde konuştu.
MEÜ Yörük Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Döndü Can da kıyafetlerin insanların hayatında çok önemli yeri olduğunu dile getirdi. Kıyafetlerin insanların birçok şeyini belirlediğine de dikkat çeken Can, "Elbiselerin birçok teması vardır. Yaklaşık 15 yıldır Anadolu’daki birçok konargöçerler ile göçlere katılıyorum. En çok gıpta ettiğim şey göç sırasında herkesin yeni kıyafet giymesidir. Yeni kıyafetler dikilir ve her şey yenidir. Bir kıyafetin arkasında çok gizli şeyler vardır. Konargöçer Yörüklerde en önemli şey kadınların çok renkli giyinmeleridir. Süslenmek kadına özgü gibi algılanıyor ama doğa nasıl yeşillenirse, nasıl renklere sahipse göçerlerdeki kadın giysilerinin de doğadaki yansımaları söz konusudur" ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından ’Bir masal da sen yaz Mersin’ adlı masal yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Ardından Mersin Olgunlaşma Enstitüsü tarafından hazırlanan ’Sarıkeçili Yörükler’ defilesi yapıldı. Birbirinden güzel ve renkli Yörük kıyafetleri büyük beğeni toplarken, izleyicilerden tam not aldı.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tarsusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.